[S] Flugblätter und Plakate in Solidarität mit dem Aufstand in der Türkei

In Stuttgart sind in den letzten Tagen zweisprachige Flugblätter und Plakate aufgetaucht, die sich mit den Aufständischen in der Türkei solidarisieren. Ein ähnlicher Text kursierte vor einiger Zeit auch auf den Straßen Berlins.

 

Text (deutsch/türkisch):

Solidarität mit den Aufständischen


Das Feuer der Revolte ist wieder in die Türkei zurückgekehrt. Überall sind wütende Menschen, die im Schein brennender Barrikaden die Polizei angreifen. Der Himmel ist bedeckt vom Tränengas, und ein Schrei nach Freiheit bahnt sich seinen Weg durch den Nebel.


Es geht längst nicht mehr nur um einzelne Parks oder Wälder in Istanbul oder Ankara, die unnützen Shoppingzentren oder Straßen weichen sollen. Inzwischen haben viele Menschen erkannt, dass ihnen ihr gesamtes Leben entgleitet – die Revolte, ist ein Versuch es sich wieder anzueignen.


Sie gehen aus unterschiedlichsten Beweggründen auf die Straße und wir stimmen nicht in jedem Punkt überein – für uns ist ein Leben in Freiheit nicht mit einem besseren Staat oder humanerer Polizei, sondern erst mit deren Abschaffung möglich. Dennoch: Durch den Bruch mit dem Bestehenden werden neue Räume geschaffen, in denen Selbstorganisation, Solidarität und Auseinandersetzung überhaupt erst möglich werden.


Alles Dinge, die in einer Welt, wie wir sie kennen, nur selten Platz finden. Zwischen Schule, Arbeit, Miete zahlen, Familie ernähren etc. scheint es oft keine Zeit zu geben sich mit der Zerstörung unserer Umgebung auseinander zu setzen.


Wir finden es gut, dass es überall auf der Welt Leute gibt, die es trotzdem tun. Wie sich zeigt können die kleinen Kämpfe im Alltag manchmal der Auslöser für einen generalisierten Aufstand sein.


Wir können die Feuer in der Ferne brennen sehen und unsere Kämpfe, die wir hier führen - gegen Großprojekte, Entwürdigung und Polizeigewalt - in ihnen wieder finden. Der türkische Polizeiapparat bekommt momentan Nachhilfe aus Deutschland. Deshalb rufen wir zur Solidarität mit den Aufständischen, den Verletzen und den Gefangenen auf, damit auch am Bosporus zu sehen ist, dass sie nicht alleine sind und die Toten - Mehmet Ayvalıtaş, Ethem Sarısülük, Abdullah Cömert, Mustafa Sarı, Irfan Tuna und zuletzt Ahmet Atakan - nicht umsonst gestorben sind.  Lasst uns dafür sorgen, dass auch die Revolte nicht an Ländergrenzen halt macht!

Schulter an Schulter für die Freiheit!

 

 

Eylemcilerle Dayanışmaya!

Türkiye'deki ayaklanmalar yeniden başladı. Sokakları dolduran sisteme karşı gelen insanlar sokakları kuşatmaya, barikatlar kurarak polise ve sisteme karşı gelmeye devam ediyorlar. Gökyüzünü kaplayan sis ve duman arasında, çığlıklar arasında savaş devam ediyor.

Sorunun kendisi Ankara ve İstanbul'da birkaç orman ve yeşil alanı korumanın yerine yapılmak istenen alışveriş merkezlerini çoktan aştı. Birçok insan hayatlarında ayaklanmanın anlamının, kaybettiklerini yeniden kazanabileceklerinin farkına vardı.

Farklı nedenleri, çıkış noktaları olan insanları bir araya getiren bu ayaklanmaların kendisi, istedikleri dünyanın, devletin ve polisinin yıkılarak yeniden inşa edebileceklerini gösterdi eylemcilere. Yeni eylem alanları ile tanışan binlerce insan, dayanışmanın, kendi başına örgütlenmenin, bunun içinde savaşmak gerektiğinin bilincine vardılar.

Bildiğimiz, gördüğümüz, tanıdığımız bu dünyada günlük yaşamımızda yeri olmayan başka dünyalarla tanıştık bu süreçte.

Calışmak zorunda olan, işe giden, okula giden, kira ödeyen, ailesine ekmek götürmek zorunluluğu taşıyan eylemciler, başka bir dünyanın mümkün olduğuna inanmaya başladılar.

Hayatın içindeki aykırılıkların kendisini, nadir yaşanan olaylar olsa da olumlu görüyoruz. Ufak kıvılcımların, yangına dönebildiğini görebiliyoruz çünkü.

Büyük projelere karşı ve bizlere uygulanan polis şiddetini bizlerden uzakta da olsa hissedebiliyor, kendimizi onların mücadelesinde, yaktıkları ateşte bulabiliyoruz. Türk devletinin, polisinin Alman devletinden eğitim aldıklarını bildiğimizden, ayaklanmalarda yerini alan..., yaralanan..., ölen insanların Mehmet Ayvalıtaş, Ethem Sarısülük, Abdullah Cömert, Mustafa Sarı, Irfan Tuna ve  en son Ahmet Atakan'in yanlarında olmak, ailelerine desteklerimizi sunmak ve buradan ateşi fitilleyen, ayaklanmalarda yerini alan insanlarla dayanışma içinde olduğumuzu bilmelerini istiyoruz!

Biliyoruz ki, bu süreçte gözaltına alınan, polis tarafından katledilen, gaz bombaları ile gözlerinden olan, tutuklanan, taciz politikálarına mağdur bırakılan tüm yoldaşlarımız,hiç birşey boşuna değildi!
Hep beraber, yaşanan ayaklanmanın ülke sınırları içinde kalmasına izin vermeyelim!

Özgürlük için omuz omuza!

Die PDF-Versionen mit Layout sind angefügt